/

Ben artık sizin inandığınız bir şeye inanmıyorum!

5 mins read
2

Çok şey yazmak istiyorum… Fakat yazacağım şeylerin bir işe yaramayacağını da biliyorum. Belki bir boşluğu doldurcak yazacaklarım farkındayım ama o boşluğu doldurmak istemiyorum. Öyle kalsın… Boşluk dolarsa, doldurursam kötülük yapacağımı, kötülüğün büyümesine katkıda bulunacağımı, yaptığım işin kötülerin işine yarayacağını düşünüyorum… Korkuyorum… Böyleyim…

Sırf belki bu nedenle umutsuzca bağırıyorum çağırıyorum…

Düşünce, fikir, ilim, bilgi denen şeyin kötülüğe sadece kötülüğe, çıkar, menfaat, güç ilişkileri için kullanıldığını bu işlere yaradığını görüyorum… Bu nedenle bilgi denen şeye inanmıyorum…

Bunun bana yanlış olduğunu gösterecek bir “iyi” de göremiyorum. Biriyi’ arıyorum! Bana yeryüzünde var olan bilginin; iyiler iyilikler için olduğunu isbat edecek. Yeryüzünde var olan fikrin, bilginin, fennin bilimin, ideolojinin, dinin egemenlik için, sömürmek için kullanılmadığını… Bilginin hiyerarşi, oligarşi oluşturmak için değil adalet ve hukuki eşitlik için olduğunu…

İnsanın daha çok kazanmak için bilgi sahibi olmadığını, daha çok üretip paylaşmak için bilgiyi kullandığını isbat eden bir ‘iyi’…

Yeryüzünde yaşayan her hangi bir fakirin, kimsesizin sıradan bir insanın yaşadığı sorunları aşmak için bu bilgiyi, ilmi fenni bedeli olmamaksızın kullanabildiğini….  daha da somutlaştırırsak bir sağlık sorunu yaşayanın paraya ihtiyaç duymamaksızın tedavisini gerçekleştirebildiği… Veya Hacca gitmesi farz olanın zengin ama fakir gitmek istediğinde de piyasa kurallarına tabii olmadan yayan gidebileceğini…  Mesleklerin, zanaatlerin üstünlük ve seçkinlik değil birbirinin varlığına imkan sağladığını anlatan bir “iyi”…  Kısaca İnsanların para, makam ve mevkileri olmadan kendilerini güvende hissettiklerini bana ispat edecek bir iyi

İnsanların kendi elleriyle seçtikleri yöneticiden korkmadan hesap sorabildiği… Konuşan değil, anlatan değil, bunu hayatında yaşayan, mücadelesini veren bir iyi istiyorum. Medyada yaptığı programla, parayla sattığı kitapta, iktidar oyunlarına payanda, sırf güç ve egemenlik için laf kalabalığı yapan muhalif veya muktedirlerin yanında takılan… Menfaati için iyiliği, adaleti dillendiren; iyi taklitçisi çıkarcılardan bahsetmiyorum… Bu insanlar, zulüm zamanı için sırasını bekleyen daha büyük zalimler…  

Ben dünya imkanlarına karşı hiç bir iddiası, beklentisi olmayan, sadece iyiye ve güzele çağıran bunu yaparken de hiç bir çıkarı olmadığını dünya ile ilişkisinden; “Gel sen çok akıllısın, çok zekisin, çok bilgilisin, sana dünyayı yönetme yetkisi verelim, ilim, makam mevki, bilginlik, alimlik ünvanları, para pul verelim… Seni en bilgilimiz ilan edelim, insanlığı gel sen yönet, bizi sen yönet” dendiklerinde “Yok ben bu kuru ekmeği yemeye ve sizin sahip olduklarınızı kullanamadan sadece insanları iyiliğe çağırıyorum” diyen bir iyi bekliyorum. O zamana kadar ben artık sizin inandığınız bir şeye inanmıyorum!

Hayati Esen

In 2005, he published his first book "Why Sufism". Then in 2012, he published essays on theology, politics and art in various magazines and newspapers. In 2014, he founded the website fikrikadim. The website is published in Turkish and English. In 2023, he wrote a post-truth novel called "Pis Roman". He still publishes his articles on fikrikadim.

2 Comments

  1. Çok radikal bir söylem. Ama bilgiyi, bilim, din denen şeyin gercekte ne olduğunu bence iyi özetlemiş bir yazı

Leave a Reply

Your email address will not be published.

Comment moderation is enabled. Your comment may take some time to appear.