/

Zenginleri dikizliyorum özentiden

4 mins read
1
Hayati Esen / Fikrikadim
Hayati Esen

İnsanın en zor zamanları sanırım durduğu zamanlar. Durmak; bir şey yapmamak. Kendini dar küçük bir dünyaya hapsetmek. Ben yaklaşık olarak dört yıldır kendimi küçük bir dünyaya kapattım. Tamam belki daha önceleri de çok kalabalığın insanı değildim. Öyle kalabalıkları zaten sevmem ama en azından görüştüğüm, konuştuğum, eğlendiğim, vakit geçirdiğim insanlar vardı. Anlıyacağınız uzun zamandır çoğunlukla kendimleyim. Sokaklarda yalnız gezmek, şehrin uğranılmaz mekanlarına uğramak hoşuma gidiyor.  Çoğu insan şehirlerin uğranılmayan yerlerinin fakirlerin yaşadığı mahalleler, sokaklar sanıyor. Yanlış! Hayır, şehrin uğranılmayan yerleri daha çok zenginlerin yaşadığı semtler, mahalleler, sokaklar. Gidin bakın göreceksiniz; çoğu sokak boş, insansız. Ortada gezen kimseyi bulamazsınız, bulduğunuz insanlar ya bir kapıcı, hizmetli, şoför gibi fakir takımları. Zenginler sokaklara, mahallelere uğramazlar. Onlar sizin bilemeyeceğiniz kadar lüks evlerinde ya istirahat ediyorlardır yahut misafirlerini ağırlıyorlardır. Bu aralar zenginleri dikizliyorum; anladınız hemen. Buna sosyolojide toplumsal yapının takibi, edebiyatta ise gözlem diyorlar. Bense kimi zaman takip, kimi zaman öykünme, eziklik gibi psikolojik tepkilerin sonucuna yani nesnel olamadığım için “dikizleme” terimini tercih ettim.

Evet, yukarıda da yazdığım gibi zenginlerin sokakları, mahalleleri çok sahipsiz bir de dikkatimi çeken çoğu hasta. Gerçekten, bitmeyen hastalıkları var. Paralarının büyük bir kısımını hastanelere, sağlıklı kalmaya harcıyorlar. Doktorlara harcadıkları para, aylık beş memurun aldığı maştan fazla olduğu kanaatindeyim. İlginç oysa fakirler, bunlar kadar hasta olmuyor. Fakirlerin bakımsızlıktan, yetersiz beslenmekten kaynaklı sağlık sorunları olması gerekirken, onlar doktora yılda bir iki yahut hiç gitmiyorlar. Kronik hastalıkları olan fakirler dahi öyle… Neden bu kadar sağlıklılar anlamıyorum…

Mesala zenginlerin hep bir sindirim sorunu var. Çok sağlıklı olmanın yolunun iyi bir sindirim sisteminden geçtiğine inanıyorlar. Çok dikkatliler bu konuya… Her gün özel egzersiz danışmanları gözetiminde spor, yürüyüş yapıyorlar. Çok dikkat ediyorlar… yani kilo almamaya… Sanırsın adamlar hiç defi hacet yapmıyorlar da olanı biteni sporla çıkarıyorlar. Spor çok önemli… Hasta olmamak için. Bir de psikolojileri çok bozuk haftada bir psikologa gidiyorlar hatta bir kısmı sabahları, bir uğruyorlar psikologlarının yanına…

Oysa fakirlerde tık yok ben hiç psikoloğa, psikiyatra giden fakir görmedim… Besili şişman, tombul tombullar…

Zenginlerin hep tuz, şeker sorunları var. Bu ikisini ağızlarına almamaya çalışıyorlar…

Fakirlerse pastanelerde hazırlanmış ucuz pasta, baklava gibi tatlılardan yiyorlar çok şanslılar…

Zenginleri yeni yeni tanıyorum/dikizliyorum.  Onların değinilmeyen problemlerini yazacağım ama yeni başladım bu işe…

 

Hayati Esen

In 2005, he published his first book "Why Sufism". Then in 2012, he published essays on theology, politics and art in various magazines and newspapers. In 2014, he founded the website fikrikadim. The website is published in Turkish and English. In 2023, he wrote a post-truth novel called "Pis Roman". He still publishes his articles on fikrikadim.

1 Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published.

Comment moderation is enabled. Your comment may take some time to appear.