/

Oyumu Ak Parti’ye neden vermeliyim?

9 mins read
11

hayati
Hayati Esen

Hobbes’e göre düzen ve istikrar olmadan insan yaşamı ‘yalnız, aciz, kötü, vahşi ve kaba’dır. Siyaset düşünürleri 17. yüzyıldan günümüze kadar geçen sürede ‘düzen problemi’ni tartışarak; insanlığın kaos ve kargaşaya düşmesini engellemenin yollarını aradılar. Zira, siyasal ve sosyal kaos batılı siyaset felsefecilerin en temel kalıcı korkusudur. Bu korkularını günlük kullanımda ‘anarşi’ kelimesine verdikleri, kaos ve şiddet anlamında görebiliriz. Bu nedenle ‘düzen’, siyaset kuramcılarının yanında her zaman destek görmüş, düzensizliği ise şimdiye kadar savunan -çok az olmakla birlikte- kimse görülmemiştir denebilir.   

Düzeni ayakta tutmanın yöntemi olarak hukuk savunulmuştur. Sosyal dokuyu ve insanların güvenliğini tehlikeye sokacak bir kaosun, anarşinin önünde en önemli kalkan hukuktur kanaati egemen bir düşüncedir. Çünkü düzen savunucularına göre hukuk yok ise egemen olan kaostur, anarşidir. Ve kaos, toplumsal ahlaksızlığın, adaletsizliğin bir nedeni olarak engellenmelidir. Öyleyse hukuk, yaşam tarzında ve ahlaki davranışlarda meydana gelen değişimlerin toplumu tehdit etmesi karşısında zor kullanma hakkına sahiptir. Ahlaki kirlenmeye ve düzeni bozacak her türlü muhalif tutuma, davranışa karşı cebri yöntemleri kullanma hak ve yetkisi; gücü elinde bulunduranların yani devlet denen düzenin, egemenlerindir

Düzen, disiplin ve otorite gibi kavramlar, devletle ilişkili kavramlardır ve bu kavramlar iktidarı elinde bulunduranlar tarafından yasal düzenlemelerle yukarıdan dayatılarak, sosyal hayatı kontrol etmenin araçları olarak teorize edilirler. Düzen savunucuları; öğretmenler, akademisyenler, belletmenler, okullar, üniversiteler, medya gibi çeşitli kurumlar tarafından da toplum katmanlarında meşrulaştırılırlar. Düzen onların nemalandıkları yerdir ve o asla bozulmamalıdır. Bütün bilgi ve becerilini, birikim ve zihinsel çabalarını bunun için harcarlar. Özetle, devlet denilen sistem, hiç bir zaman, fakirin, yoksulun, ezilmişin, garip gûrabanın koruyucusu ve hamisi değildir, tarih boyunca da böyle bir şey görülmemiştir.  

İşte tam burada demokrasi yani mevcut düzen, halkın, devlete ve iktidara ortak olma, onu denetleme ve en azından kimi ihtiyaçlarının karşılanmasının bir aracı olarak geliştirilmiştir. İnsanlar kendi içlerinden birilerinin bu mekanizmayı kendi lehlerine, beklentilerine, kültürel ve ahlaki değerlerine uygun olarak dönüştürmelerini talep eder. Böylece, temel sorunlarını çözmenin imkanlarını aralayabileceklerine inanır. 

12 yıldır iktidar da bulunan AKP’de bu ülkede düzen karşısında ezilen halk için bir umut kaynağı olarak; merkeze, güç odaklarına, rantçı yapılara karşı direnmenin bir kalesi  umuduyla tercih edildi. Ne olursa olsun desteklendi. Zira yılların ezilmişliği, hor ve hakir görülmenin psikolojisi vardı. 80’li yılların İslamcı kuşağının bu topraklarda estirdiği özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin, Anadolu insanın yaşadığı mağduriyetin, okullarda, üniversitelerde görmüş olduğu eziyetin ve yaşadığı temel sorunların az da olsa bir çözüm olacağına inanılarak…  

Oysa geçen bu kadar zaman içerisinde karşı karşıya kaldığımız tablo ise sadece iktidar oyunlarıyla zamanını geçiren, her türlü popülist söylemle halkın desteğini alan bir partiden ötesi olmadığı…  Sadece yılların ideolojik kimi kavgalarının sonucunda kazanılmış olanı; merkeze taşınan ve çözüm için beklenenleri yerine getiren bir partinin ötesine geçemedi. Toplumun hiç bir yapısal sorununa çare olmadı.

The Cemaatle iş birliği yapan, her türlü imkanı onlara sağlayan ama vakti zamanı geldiğinde -iktidar kavgasına tutuşunca- kendisine destek veren insanların duygularını sömüren, onları yeni Türkiye vaadiyle kandıran ama diğer yandan zehirli devletçi dili, topluma egemen kılan, kendisine muhalif olan her türlü siyasal yapıyı nefret diliyle, linç kültürüyle bastıran odakların merkezi haline geldi

Ülkeye çoğulculuğu, farklılığı, özgürlüğü; dini, mezhebi, siyasal farkıllıkları kabullenmeyi, bir arada yaşamanın yöntemlerini hedefleyen bir söylem yerine, sırf oy kaygısıyla, iktidarı elinden kaçırmama amacıyla, kitleleri konsolide etmekten öteye gitmedi. 

Yandaş sermayedarları iyice palazlansınlar diye kendisine oy veren halkı, sıradan vatandaşı, belediyelerde, kurum ve kuruluşlarda; taşeron şirketlere mahkum ederek kişiliksizleştiren, onları sadece oy deposu olarak gören, işçi sınıfının sorunlarını çözmeyen, sadece sermaye sahiplerini, “üretin nasıl üretirseniz üretin” diyerek inşaatlarda, madenlerde, fabrikalarda ölümleri seyreden…  

80 anayasasını değiştireceğine söz veren ama o anayasanın bütün cebri imkanlarını sonuna kadar kullanan ve araziye sürdüğü besili yeni yetme kalemşörleriyle bütün İslami kitlenin duygularını sömüren, yeni sistemin kurucusu ve taşıyıcısından öte bir parti değil. Ezilenlerin sesi teranesiyle, sadece iktidar nimetlerini dillendiren devletçi, din sömürücüsü medyanın koruyucusundan başka hiç bir şey değil.

Bu parti artık bu halkın, ezilenlerin partisi değil, hiç bir zamanda olmadı zaten. 12 yıl boyunca birlikte iş tuttuğu zümrelerden açıkça anlaşıyordu ama hep ‘bu defa’ diyerek umuttu…

AKP, merkeze yerleşmiş yeni egemenlerin kulübüdür. Kazandığı her seçimle eski düzenin kazananlarının yanına yeni ve daha azılı kapitalist, din ve emek sömürücüsü bir sermayedarlar zümresini ekleyen popülist bir düzen partisidir.  

Siyaset bir sınıf savaşıysa bu parti hangi ezilenlerin partisidir!

Sahi oyumu AKP’ye neden vermeliyim? 

FİKRİKADİM

The ancient idea tries to provide the most accurate information to its readers in all the content it publishes.


Fatal error: Uncaught TypeError: fclose(): Argument #1 ($stream) must be of type resource, bool given in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php:2362 Stack trace: #0 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2362): fclose(false) #1 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2122): wp_cache_get_ob('<!DOCTYPE html>...') #2 [internal function]: wp_cache_ob_callback('<!DOCTYPE html>...', 9) #3 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/functions.php(5373): ob_end_flush() #4 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(324): wp_ob_end_flush_all('') #5 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(348): WP_Hook->apply_filters('', Array) #6 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/plugin.php(517): WP_Hook->do_action(Array) #7 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/load.php(1260): do_action('shutdown') #8 [internal function]: shutdown_action_hook() #9 {main} thrown in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php on line 2362